<p><br></p><p>Herkes sınırsız olan potansiyeline ulaşma yeteneğine sahiptir. Bunu yapabilmek için zihin, ruh, beden dengesi önemlidir. Her şey zihinde başlar. Düşünceler hayal olur, chi akışı dengede ise hayaller hayat bulur. </p><p>Mekanların içinde dolaşan chi gibi bedenin içinde de bir chi dolaşır. (Chi, beş duyu organı ile algılanamayan, dönüşme ve dönüştürme gücü. Varoluş enerjisi.) Chi, yaşam gücümüzdür. Chi’nin bedende akışkanlığını sağlamak için qi qong, tai chi gibi evrenle uyumlanma ve içsel savaş tekniklerini kullanırız. Adeta bir savaşçı gibi içimizdeki chi’yi saf ve temiz tutabilmek için çaba sarfederiz. Chi rahat akmadığında ruhsal ve fiziksel sağlığımızda bozulmalar yaşarız. Bu bozulmalar yeni başlamış ise, akupresür ve akupunktur tedavileri, qigong egzersizlerine başvururuz. Amaç chi akışını düzenlemektir. </p><p><br></p><p>Feng Shui yaparken de mantık aynıdır. Mekan içinde dolaşan chi çeşitli sebeplerle bozulur. (İnsanların zihinlerinden yayılan olumsuz frekanslarla, dışarıdan gelen shar adını verdiğimiz enerjiyle, gökyüzü etkileri ile (yıldız etkileri) fazla ve yanlış yerleştirilmiş eşyalar ile, vb…)</p><p>Biz flying star tekniğini ve çin astrolojisini kullanarak bozulan chi akışının nelerden kaynaklandığını tespit eder; Buna göre iyileştirme formülleri sunarız. Bir nevi mekana akupresür veya akupunktur uygularız. Chi akışı rahat ettiğinde evde huzur dolaşmaya başlar. </p><p><br></p><p>Zihnimiz de bazen olumsuz düşüncelerin esiri olur ve chi akışı zayıflar. Zayıf chi zihnin iyi çalışmamasına ve sağlıklı kararlar alamamamıza neden olur. Karamsar, keyifsiz bir bakış açısı ruhu kaplar. Zihin, ruh, beden üçlüsündeki denge bozulur. Dengeyi kurabilmek için kafamızın içindeki düşünceleri de pozitif enerji yaratarak doğru şekilde yönlendirmek gerekir. İşte bütün bunlara <strong>içsel feng shui</strong> diyoruz. Zihnimizde bu pozitif enerjiyi, bakışı oluşturabilmek, hayallerimizi gerçekleştirmemize yardımcı olan chi'yi harekete geçirir. Daha sağlıklı, daha mutlu insanlar haline dönüşürüz.</p><p>Zihnimizi her zaman olumlu, cömert, onu güçlendirici şekillerde düşünmek üzere eğitmeliyiz. Bilinçaltının gölge taraflarına teslim etmemeliyiz. </p><p>Mekanlardaki chi’nin rahat dolaşımı evlerimizde ve işyerlerimizde huzur yaratırken, bedenlerimizdeki chi’nin akışkanlığı sağlıklı olmamızı sağlar. Zihnimizdeki chi’nin pozitif ve esnek olması ise ruhumuzun huzuru ve mutluluğu için önemlidir. </p><p><br></p><p>Biz Feng Shui’de iyileştirmeler için bambu kullanırız. Bambular Çin’de uzun ömrün, Hindistan’da ise dostluğun sembolüdür. İlk baktığınızda ince yapısı çıt diye kırılacakmış hissi verir. Ama oldukça esnektir ve dayanıklıdır. Dayanıklılığı esnekliğinden gelir. Katı olan şeyler hemen kırılır, esnek olan şey ortama uyum sağlar ve sonra geri formuna döner. </p><p>İşte bizlerde kırılmamak için, zihinlerimizi bambu gibi esnek hale dönüştürmeliyiz. Esnek ve dayanıklı. Zihinlerimiz için gerekli olan kaynak içsel enerjimizde (chi) saklıdır. Dışarıdan gelen kaynak geçici ve sınırlıdır. Ne demiş atalarımız,“taşıma su ile değirmen dönmez”. </p><p>Chi, meridyen kanallarımızda dolaşır ve saf olan, temiz olanı tüm bedene iletir. Meridyen kanallarında enerji kesintiye uğrarsa o kanala bağlı organlarda sorun oluşur. Bu kanal hangi duygu yönetiminden sorumlu ise o duygumuzla ilgili aşırılıklar veya geri çekilmeler görülür. Hedefimiz içsel chi’nin yollarını temiz tutmak ve onun kolayca akmasını sağlamak olmalıdır. Bunun farklı birçok yolu vardır. Tai chi, meridyen terapi, bilişsel süreçleri yönetme becerileri öğrenmek, psikolojik sağlamlığı arttırma yöntemleri, NLP, meditasyon, dua….&nbsp;</p><p>Ama bunları sürekli yapmak çok zor diyenleriniz olabilir. Ama her şey için öyle değil mi? Başlamak ve öğrenmek kolay olmuyor. Öğrendikten sonra aklınıza bile gelmiyor. Sadece yapıyorsunuz o kadar. Hangimiz araba kullanırken zorluk çekiyoruz? Ama koltuğa ilk oturduğunuz günü hatırlayın. Benim gibi dizlerinizin titremesinden gaza, frene basamamış olanlarınız vardır. Ama şimdi sadece gideceğiniz yere odaklanıyorsunuz; bir bakmışsınız ki oradasınız. &nbsp;</p><p><br></p><p>Kısacası şunu söylemeye çalışıyorum. İyi hissetmek ve mutlu olmak, dışsal kaynaklara bağlı değildir. Başarılı olmak, çok para, iyi bir mevki, statü iyi hissetmek için yeterli olmaz. Geçici bir mutluluk verebilir; ama bu uzun sürmez. </p><p>Eğer gücümüzü dışsal kaynaklardan alırsak diktatör oluruz, içsel kaynaklarımızı kullanmayı öğrendiğimizde lider oluruz. Başarılarımız dışsal kaynaklara bağlı olursa narsist oluruz. Oysa içsel chi’yi fark edip onu eğittiğimizde öncü oluruz. İlişkilerde ise dışsal kaynaklara bağlılık kişiyi makyavelist yaparken, içsel kaynaklardan beslenen kişi hümanist olur.</p><p>Cem Yılmaz’ın gösterilerinde biraz alaycı şekilde değindiği “İçimizde içimizde” lafı aslında çok derin bir bilginin ifadesidir. İçimizde olan biten her şey dışarı yansır. Dışa yansıyan bir davranışı düzeltmek için içimizdekini değiştirmemiz gerekir. Yani düşüncelerimizi… Çünkü düşünceler duyguları, duygular davranışları, davranışlar karakteri, karakter kaderimizi oluşturur. İşte bu da <strong>içsel feng shui</strong> uygulayarak mümkündür.</p><p>Yaşam, iki nefes arasında geçen süredir derler. Nefes alarak başladığımız hayatlar, son nefesi verdiğimizde biter. Alırız ve veririz. Yaşamın özünde ve niteliğinde denge vardır. </p><p>Bizler de ruh, zihin, beden dengemizi kurmayı öğrendiğimizde kolay ve akıcı hayatlar yaşar, dharmamızı gerçekleştirir ve bu dünyadan rolünü iyi oynamış bir aktör edasıyla sessizce ayrılırız.</p><p>Sevgiyle….</p><p>&nbsp;</p><p>&nbsp;</p>